Horlamanın tek başına bir hastalık olmamakla birlikte birçok hastalık hakkında uyarıcı nitelikte olabildiğini belirten Beykent Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik, “Son zamanlarda uyku tıbbının gelişmesi ve uyku hastalıkları konusunda toplumun daha çok bilinçlenmesi ile hastaların uyku sağlığı ve hastalıkları konusunda hekimlere başvurusu artmakta. Horlama yapan birçok sebep var. Bunlar çocuklarda adenoid vejetasyon dediğimiz geniz eti büyümesi, bademciklerin normale göre büyük olması, septum dediğimiz burun orta hattaki kıkırdakta eğrilik olması, nazal polip hastalığı, farenks seviyesindeki patolojilerde horlama görülmektedir” diye konuştu.
“TEDAVİ EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE BİRÇOK CİDDİ HASTALIĞA YOL AÇABİLİR”
Horlama uyku apnesinin bir bileşeni olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik, “Horlama tespit edilen hastanın uyku tıbbı ile ilgilenen bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurması gereklidir. Uyku apnesinin uyku esnasında apne atakları, horlama epizodları ve gün içinde uykuya meyilli olması durumunda düşünülmesi gerekiyor. Hastaların başta önemsemediği bu hastalık tedavi edilmediği takdirde birçok ciddi hastalığa yol açabilmektedir. Bunlar arasında kalp hastalıkları, akciğer hastalıkları, serebvasküler olaylar, ateroskleroz başta olmak üzere birçok hastalık yer almaktadır.” ifadeleri ile hastalığın başında farkına varılıp uzman hekimlere başvurulması gerekiyor” dedi.
“ANKSİYETE VE DEPRESYONA DİKKAT”
Hastaların uyku sağlığı ve hastalıkları konusunda dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
“Genellikle hastalarımızın uyku hastalığı konusundaki teşhisi partneri veya ailesi tarafından olmaktadır. Bazı hastalarımızda ileri derecedeki horlama, apartman sakinlerini bile rahatsız edici seviyelerde olabilmektedir. Bu durum aile içi ilişkileri etkileyebilmekte, boşanmalara dahi sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca hastada yapmış olduğu psikolojik tahribat, hastalarda yaygın anksiyete, depresyon, sosyal çekilme gibi psikiyatrik yardım gerektiren durumlara yol açmaktadır.”
UYKU HASTALIKLARINI SAPTAMAK İÇİN ALTIN STANDART YÖNTEM: POLİSOMNOGRAFİ
Çelik, “Muayene sırasında horlama veya uyku sağlığını bozabilecek patolojiler tespit edildiğinde bu patolojilerin geciktirilmeden düzeltilmesi elzemdir. Uyku hastalıklarını saptamak için altın standart yöntem ‘polisomnografi’ dediğimiz uyku testinin yapılmasıdır. Bu test hastane ortamında bir gece uyutularak yapılabileceği gibi, evinizde de yapılabilmektedir. Bu konuda tecrübeli teknisyenlerin gözetiminde yapılan polisomnografik (PSG) testler, uyku sırasında gelişen tüm patolojileri ortaya koymaktadır. Testin doğruluğunu, hastalarımızın bu test yapılırken, rahat etmesi ve en az 6-8 saatlik bir uyku periyodunun olması ile mümkün olabilmektedir. Uygun uyku etkinliği sağlanmadan yapılan polisomnografik testler maalesef klinisyene yardımcı olamamaktadır” ifadelerini kullandı.
Polisomnografik test yapıldıktan sonra izlenecek yol tedaviye karar verilmesi aşaması olduğunu dile getiren Mustafa Çelik, “Hekim tarafından önerilecek tedavi modalitesi, hastadan hastaya değişmektedir. Hastanın yaşı, ek hastalığı olması, ameliyata ve ameliyat sonrası dönemde uyum sağlaması gibi birçok faktör tedavi modalitesinin belirlenmesini etkilemektedir. Uygun hastalarda uygun cerrahi yöntemler başarıyla uygulanabilmektedir. Bu cerrahi yöntemler ve hastanın ameliyat sonraki dönemde hekimin tavsiyelerine uyumu başarı oranını artırmaktadır” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.